Transkafkasya Komiserliği (Zakavkom) hakkında bilgi

Tarih 15 Kasım 1917 yi gösterdiği yıllarda özellikle Güney Kafkasya bölgesini yönetmek için Tiflis'te bir hükümet kurulmuştur işte bu hükümetin adı Zakavkom Komiserliği veya Transkafkasya Komiserliği olarak bilinmektedir. Bolşeviklerin ilan ettiği bir beyannamede Müslümanların bağımsızlığı için büyük önem arz etmiştir. Transkafkasya Komiserliği (Zakavkom): Güney Kafkasya’yı yönetmek için 15 Kasım 1917’de Tiflis’te kurulan hükümet. Ekim İhtilali Rusya halklarında milli bağımsızlık ümitlerini arttırmıştı. Bolşeviklerin ilan ettiği “Rusya halklarının hukuki beyannamesi” ve “Rusya’nın ve Doğu’nun bütün Müslüman emekçilerine müracaatı” ilk adım şeklinde Çarlık Rusya’sına dahil olan halkların bağımsız olarak ayrılıp kendi milli devletlerini kurmalarına imkan yarattı. 11 Kasım 1917’de Güney Kafkasyada faaliyet gösteren siyasi teşkilatların bir toplantısı yapıldı ve Gürcü Menşevikler bağımsız, yerel hükümet kurulmasını teklif etti. Hâkimiyet meselesi, Kurucu Meclis tarafından çözülene kadar bölgeyi idare etmek için Transkafkasya Komiserliği kuruldu. Seym, meclis demektir.

Rusya’da 1917 Ekim Devrimi

Rusya’da 1917 Ekim Devrimi ile Bolşeviklerin iktidara gelmesi, ülkede ağır da olsa işleyen idarî sistemi yok etti. Türk-Rus ilişkilerinin ağırlık merkezini oluşturan Kafkasya, Rus devrimleriyle birlikte sıcak gelişmelerin yaşanacağı yeni bir evreye girdi. Bolşeviklerin işbaşına gelmesi, Kafkasya’nın kaderiyle de yakından ilgiliydi. Kafkasya’nın kuzeyinde Rusya’ya muhalif pek çok hareket görülürken, güneydeki üç milletin (Azerbaycan Türkleri, Gürcüler ve Ermeniler) girişimleriyle, bölgede yeni bir oluşum ortaya çıktı. Merkezi Tiflis olan ve Transkafkasya Komiserliği (Zakavkom) adını alan bu hükûmet, kuruluş felsefesini Bolşevik muhalefeti üzerine oturtmuştu. Bu komiserliğin 1917’de teşkil edilmesiyle birlikte Kafkasya’nın güneyinin Rusya’dan ayrılması konusunda ilk ciddi adımlar atıldı. Transkafkasya Komiserliği federatif bir yapıydı ve onlara göre Bolşevikler Rusya’nın gerçek inkılâpçı hükûmeti değillerdi ve olamazlardı. Transkafkasya’nın bu muhalefeti, bölgenin federatif bir şekilde Rusya’dan bağımsızlıklarını kazanana kadar devam etti. Transkafkasya Komiserliği, Rusya’nın milli ve mahalli özerklik prensibine dayalı demokratik şekilde oluşmasını istiyordu; kurtuluşu Rusya Kurucular Meclisi’nin toplanmasında görüyordu. Ancak bu meclisin Bolşevikler tarafından hayata geçirilmesi engellenince bir hükümet şeklinde kurulan Transkafkasya Komiserliği, bu kez kanun yapıcı meclis durumundaki Seym’in kurulmasını sağlayacaktı. 

18 Aralık 1917’de Erzincan Osmanlı Rus Anlaşması

Transkafkasya Komiserliği askerî birlikler meydana getireceğini ilan edince bundan istifade eden Ermeniler, Rus ordusunun askerî teknolojisinden de istifade ederek Güney Batı Kafkasya’da Türklere karşı saldırılarda bulunmaya başladılar. Erzincan Ateşkes Antlaşmasına göre, bir an önce Türk ve Kafkas milletleri arasında barış görüşmelerine başlanılması gerekiyordu. Rusya ve Osmanlı Devleti arasında imzalanan Erzincan Anlaşmasından sonra Rus ordusu işgal ettikleri topraklardan geri çekilmeye başladı. Ancak geri çekilirken köyler de yakılmaktaydı. Erzincan Antlaşmasıyla Transkafkasya’nın siyasî hayatına Osmanlılar yeni bir güç olarak girdiler. Ermeni askerleri ve çeteleri, savaş sırasında Rusya’nın işgal etmiş olduğu Türk bölgelerini ele geçirmenin kendilerine vermiş olduğu hareket üstünlüğüyle, bölgenin yerli ahalisine karşı saldırılarda bulunmaya başladılar. Bunun üzerine Osmanlı Devleti bölgedeki Ermeni saldırılarının engellenmesi sorumluluğunu bizzat üzerine aldı. 14 Şubat 1918’de Tiflis’de Transkafkasya Seymi açıldı. Seym’in terkibinde Transkafkasya’dan Rusya Kurucu Meclisine seçilmiş milletvekilleri bulunuyordu. Hemen bir kabine kuruldu. Bu kabine Transkafkasya’nın siyasi hayatında Azerbaycan Türklerinin nüfuzunun ne kadar arttığını bir kere daha gösteriyordu. Buna ilâve olarak Kurucu Meclis seçimlerinde çok oy alan çeşitli partilerin temsilcileri de Seym’e dâhil oldular. Seym’in Azerbaycan fraksiyonu 44 milletvekilinden iba retti. Bunlar çeşitli programlarla ortaya çıkan dört siyasî partiye mensuptu. Seym, Transkafkasya’nın en yüksek idare organı gibi düşünülmüştü. Fakat kurulduğu andan itibaren, Seym’e dâhil olan Azerbaycan Türkleri, Gürcü ve Ermeni fraksiyonları arasında dahilî ve haricî siyasetin bütün önemli meselelerine bakışta ciddi fikir ihtilâfları olmaktaydı.

30 Mart 1918 Ermeni Taşnak Partisi Katliamı

30 Mart 1918’de Ermeni Taşnak Partisi kontrolündeki güçler, Bakü’nün denetimini elinde tutan Bolşeviklerin desteğiyle, karşı devrimcileri bastırmak bahanesiyle Azerbaycan Türklerine karşı saldırı başlatmış, korumasız siviller de içinde olmak üzere en az 12.000 kişiyi katletmiştir. 

26 Şubat 1918 tarihli bildirisinde Osmanlı Devleti ile barış yapılmasına hazır olduğunu belirten komiserlik görüşme yeri olarak Trabzon şehrini seçti. Transkafkasya Seymi Osmanlı Devleti ile barış anlaşması imzalamaya yetkili olduğunu ve orduyu 1914 yılı sınırlarına geri çekmek için barış anlaşması imzalamak istediğini bildirdi. Fakat 3 Mart 1918’de Osmanlı Devleti ile Sovyet Rusya Brest Litovsk anlaşmasını imzaladı. Bu anlaşmada Rusya’nın 1878’de Berlin Anlaşması ile Osmanlı Devleti’nden kopardığı Kars, Ardahan ve Batum’u geri vermesi kararına varıldı. Ancak bu durum Transkafkasya milletlerini karşı karşıya getirdi. Ermeniler ve Gürcüler bu talebin reddedilmesini isterlerken, Azerbaycan Türkleri kabulünü tavsiye ediyorlardı. Barış görüşmeleri uzadı ve Türk heyeti Transkafkasya Komiserliğinin görüşmelerde yetkisi olan hukuki bir şahıs olmadığını düşünmekteydi. Seym, Trabzon’da mücadele verirken Osmanlı Devleti Brest-Litovsk şartlarının yerine getirilmesi konusundaki ısrarını sürdürdü. Bu sırada Azerbaycan Türkleri, Osmanlı Devleti’nin şartlarının yerine getirilmesini tavsiye edince Transkafkasya delegasyonu arasında ayrılık ortaya çıktı. Neticede, Trabzon Konferansı Transkafkasya’nın Brest-Litovstk Antlaşmasındaki maddeleri kabul etmemesi üzerine 14 Nisan 1918’de dağıldı. Osmanlı Devleti Trabzon görüşmeleri sırasında askerî harekâtlarına devam ederek görüşmelerle boşaltılmayan Batum dışındaki toprakları ele geçirdi. 

Osmanlı Devleti ile Transkafkasya Cumhuriyeti Savaşı

Osmanlı Devleti ve Transkafkasya Cumhuriyeti arasındaki savaş, Ermeni ve Gürcü partilerinin Brest-Litovsk anlaşmasındaki üç sancağı (Kars-Ardahan-Batum) vermek istememesinden kaynaklanmıştı. Osmanlı Devleti’nin tavrı son derece kesindi. Ayrıca Osmanlı heyetinin ileri sürdüğü deliller güçlüydü ve onlar kesin bir şekilde Batum’u almaya karar vermişlerdi. Batum’da barış görüşmelerinin yenilenmesi, büyük zorluklarla elde edilmiş olan dengenin yeniden sağlanacağını vaat ediyordu. 11 Mayıs 1918’deki Batum görüşmelerine Almanya da katıldı. Almanya, ilk önce Kafkasya’nın bağımsızlığını tanıyacağını bildirmiş, fakat daha sonra Bakü üzerinde Bolşeviklerle anlaşma yolunu benimsemişti. Almanya, Kafkasya’nın bilhassa Azerbaycan’ın Osmanlı Devleti nüfuzuna geçmesine engel olmak istedi. Bu amaçla Gürcistan ve Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı takındıkları tavırdan istifade etti. Böylece Gürcistan, Kafkasya birliğinden çıkarak Almanya’nın sağladığı ekonomik imtiyazlara karşı onun himayesine girmeye karar verdi.

Batum Konferansının ve Türk heyetinin başkanı Halil Bey (Menteşe), Transkafkasya Cumhuriyeti’nden yeni taleplerde bulundu. Bunlar, birtakım toprak istekleriyle birlikte, Kafkas demiryollarının Türkiye tarafından askerî amaçlar için kullanılmasını içeriyordu. Transkafkasya Müstakil Demokratik Federatif Cumhuriyeti bu talepleri kabul etmeyince görüşmeler bir diplomatik savaşa dönüştü.

Bu şartlar altında Gürcüler, Transkafkasya Federasyonu’ndan çıkarak Gürcistan’ın bağımsızlığını ilân etmeye karar verdiler. 27 Mayıs 1918’de Transkafkasya Seymi, dağıldığını açıkladı. Aynı gün Gürcistan bağımsızlığını ilân etti. Bunu daha sonra Azerbaycan ve Ermenistan’ın bağımsızlıkları izledi. Osmanlı Devleti her üç devlet ile ayrı ayrı Batum Antlaşmasını (4 Haziran 1918) yaparak Kafkasya cephesindeki savaşa son verdi. Gürcistan’la yapılan anlaşmaya göre Kars, Ardahan ve Batum’un yanında Ahıska ve Ahılkelek’in de Osmanlı Devletine geçtiği tasdik edildi. 1918 yılında Kafkasya’da Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan bağımsız birer devlet hâline gelirken, Osmanlı Devleti bölge ülkeleriyle askerî ve diplomatik ilişkiler tesis etmiş, hatta Azerbaycan ve Dağıstan’a kadar askerî açıdan etkili olabilmiştir. Osmanlı Devletinin savaşı kaybederek Mondros Ateşkes Antlaşması imzalaması ve bölgeden çekilmesi üzerine durum değişti. Önce İngilizler, ardından Bolşevikler, bölge üzerinde etkili olmaya başladılar.

Brest-Litovsk Antlaşması

3 Mart 1918’de Rusya ile Alman İmparatorluğu, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan Krallığı arasında imzalanan bir anlaşmadır. Adını, anlaşmanın imzalandığı Brest Litovsk şehrinden almaktadır. Bu anlaşmayla Osmanlı Devleti, Kars, Ardahan, Batum ve Artvin’i geri aldı. Bolşevikler, Rusya’da tam hâkimiyet sağlayamadıklarından dolayı savaşı devam ettirecek güçte değillerdi; bundan dolayı toprak kaybına uğrayacaklarını bile bile bu anlaşmayı imzaladılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sovyetler Döneminde Azerbaycan Tarihi