Sovyetler Döneminde Azerbaycan Tarihi

20. yy'da Azerbaycan'ın yapısı kültüren ve siyasi yaşantası hakkında bilgiler verilecektir. Azerbaycan denince akla Kafkaslar gelmektedir. Kafkas bölgeside bilindiği üzere dağlık bir alanı kapsamaktadır. Azerbaycan ve Kafkaslar çoğu büyük devler zamanında tampon bir yer olarak büyük önem kazanmıştır. Kafkasya, genellikle dağlık olup, birbirine geçit vermeyen çok sayıda vadiden oluşmaktadır. Bu durum bölgenin sosyal ve siyasi yapısını belirleyen en önemli özelliğidir. Böylece, çeşitli kökenlerden gelen topluluklar, tarih boyunca yaşanan işgallerden kendilerini koruyabilmiş ve kültürlerini sürdürebilmişlerdir. Bölgenin coğrafi açıdan başka bir özelliği, büyük devletler arasında bir tampon oluşturmasıdır. Araplar, İranlılar, Ruslar ve Türkler tarih boyunca, Güney Kafkasya ile ilgilenmiş ve bu nedenle bölge, zaman zaman çeşitli güçlerin egemenliğine girmiştir. Bölgenin coğrafi yapısına ilişkin son özellik ise, ticaret ve ulaşımda büyük bir köprü olmasıdır. Bu anlamda bölge, kuzey ve güneyin bağlantısını sağlamaktadır.

20. yy'da Kafkasya Tarihi 

Kafkasya’nın demografik yapısı da kendine özgü bir çeşitliliğe sahiptir. Bölge, coğrafî konumu nedeniyle, çeşitli millet ve toplulukların bir “geçiş noktası” olmuş ve bunun sonucunda da çok karışık bir demografik yapı ve tarihî süreç oluşmuştur. Bununla birlikte, bölgenin demografik yapısında, “demografik ve politik” olarak Türkler, Gürcüler ve Ermeniler belirleyici unsurlar olmuştur. Ruslar, bu coğrafyaya hâkim olduktan sonra, kendi siyasi, sosyal, iktisadî ve eğitim yapılanmasını oluşturdular.

Rusya’nın Kafkasya Genel Valiliği’nin merkezi Tiflis idi. Petrolün bulunması ile birlikte Bakü önem kazanmaya başladı. Önceleri bir Türk şehri olan Revan (Erivan) şehri ise zamanla Ermenileşti. 1905 İhtilalinin getirdiği görece özgürlük ortamı sayesinde bölge halkı rahat bir nefes aldı. Ermeni Hınçak ve Taşnak partileri rahat faaliyet yürüttüler. Gürcüler ve Azerbaycan Türkleri de siyasi, sosyal ve kültürel açıdan teşkilatlanmaya başladılar. Basın ve yayın hayatı canlandı. Azerbaycan ve Osmanlı Türkleri arasında etkileşim başladı. Bakü ve İstanbul kültürel ve siyasi merkezler olarak öne çıktı. Gürcü ve Ermeni yoğunluklu bir şehir olan Tiflis ise Kafkasya’nın askerî ve idari merkezi olmaya devam etti. Ancak, aynı yıl Azerbaycan Türkleri ile Ermeniler arasında kanlı çarpışmalar yaşandı.

Kafkasya’da Türk ve Müslümanları Rusya aleyhine ayaklandırmak için çaba gösterirken, Ruslar sınır hattına yakın yüz binlerce Müslümanı Osmanlı ülkesine sürmüştür. Aynı dönemde Anadolu ve Kafkas Ermenileri, “Büyük Ermenistan”ı kurma hevesiyle Rus kuvvetleri ile birlikte Türklere karşı savaşa başlamışlardır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Transkafkasya Komiserliği (Zakavkom) hakkında bilgi